Tulû Çizgen... "BOYNUZLANINCA TORNAYA GİRDİM"!
'Ah Kalbim' dizisinde rol alan oyuncu Tulû Çizgen, neden estetik olduğunu anlattı.
Boynuzlandıktan sonra hırs yaptım. Ev parasının yarısı kaportalara gitti. Ama bu iş böyle; baştan sona tornaya giriyorsun! 61 yaşında böyle bir kadın gördün mü?
Kadınların yaşı sorulmaz ama bir kadın kendine iyi bakıyorsa, 61 yaşında da olsa, bunu gururla söyler! Tıpkı ünlü oyuncu Tulû Çizgen gibi... Yüzünde estetik operasyon yok mu? Var! Ama onunkisi sadece estetik ameliyatla olacak bir tazelik değil... Çok formda gözüküyor, giydiği mini eteği kendisine yakıştırmayı başarmış. Çizgen'in hayatında içki yok, sigara yok ama her şeyden önemlisi içinde hala yaramaz ve bir o kadar da hassas bir çocuk var! "Ben artık eğleniyorum. Artık yaş olarak da konum olarak da ruhumuza iyi gelecek ortamların içinde olmamız gerekiyor. Böyle hoş şeyler, iyi arkadaşlar, keyifli ortamlar gerek bize" diyen oyuncu, Hollanda'da yaşayan sevgilisiyle deyim yerindeyse ikinci baharını yaşıyor. Aslında usta oyuncu son günlerde 'Çılgın Kanal' dizisinde yaşadığı sorun nedeniyle kırgın... İnsanlardan biraz hürmet ve saygı bekliyor ama umudunu da hiçbir zaman yitirmiyor. "Bir kapı kapanır, başka bir kapı açılır" diyen Çizgen, yeni dizisi 'Ah Kalbim'den yana çok umutlu! Zihni Göktay, Defne Yalnız, Tamer Karadağlı ve Fadik Sevin Atasoy'la sahnelerinin olduğunu söyleyen Çizgen, Fadik Sevin'i de öve öve bitiremiyor.
DİZİDEN ATILMADIM, AYRILDIM!
* 'Çılgın Kanal' dizisinde rol alıyordunuz, ayrıldınız. Gazetelerde hakkınızda 'Diziden atıldı' diye haberler çıktı. Nedir işin aslı astarı?
Bu habere çok üzüldüm. Öncelikle atılmadım, işi ben bıraktım. Ben diziye başladığım zaman jenerikte Cihat'la benim ismim 'Ve Cihat Tamer' ile 'Ve Tulû Çizgen' olarak yazacaktı. Bunu aslında ben istemiştim. Çünkü bir sürü genç yetenek var dizide, şimdi onları aşağı çekip kendimizi en başa yazdırmak bana etik gelmedi. Ben zaten kendimi ispat etmiş bir oyuncuyum. Sonra bir baktım Cihat almış ismini en başa yazdırmış. Ben en aşağıda kalmışım. Onu yukarı aldılarsa, benim ismimi de en azından ikinci sıraya yazmaları gerekirdi. Bu şartlarda çalışmak istemedim ve ayrıldım. Ertesi gün işinden oldu gibi bir haber çıktı. Üçüncü bölümde de başka bir dizide oynuyorum diye senaryodan çıkarmışlardı, çok üzülmüştüm. Tansiyonum 22'ye çıkmıştı. İki gün hastanede müşaade altında tuttular beni. Diziyi bırakmıştım, sonra yönetmen Filiz Kaynak araya girmişti de zor ikna etmişti beni...
* Peki isminin başa yazılmasını Cihat Tamer mi istemiş?
Cihat zaten öyle istiyordu. Bana "Tulû bizim yerimiz en baştır, bizim yerimizi tutacak kim var" demişti. Cihat'a "Boşver önemli değil" demiştim. Ama o "Konuşacağım onlarla, en başa ben, altıma sen yazılacaksın" demişti. Sustum, "Neyse ikinci yazsınlar önemli değil" demiştim. Sonra yemekte birlikte diziyi izlerken, "Aaa bak ne güzel 'Ve Tulû Çizgen', 'Ve Cihat Taner' diye yazmışlar" dedim. Cihat da bana, "Yok, ben konuştum, dördüncü bölümden sonra ben başa yazıldım. Seni de söyledim. Ama iki kişi birden yazamıyorlarmış" dedi. Cihat zaten zor insandır. Arkadaşım ama dini imanı yoktur yani. Çok üzüldüm. Hepsiyle vedalaştım ve ayrıldım.
* Şimdi de 'Ah Kalbim' adlı bir dizide rol alıyorsunuz. Mutlu musunuz peki? Çok mutluyum. Yapımcımız Sinan Çetin'e teşekkür ediyorum. Zihni Göktay ve Defne Yalnız'la oynuyoruz. Bizim gibi emaktar oyuncuları o kadar onore ediyorlar ki... Basın toplantısında Defne'yi, Zihni'yi ve beni en öne oturttular, bütün o kocaman oyuncular ayaktaydı. Biz hürmet bekliyoruz. Dizide sosyetik bir apartman yöneticisini oynuyorum. Sürekli estetik yaptıran, 'Bakım, bakım, bakım' diyen bir kadın. Fadik Sevin Atasoy'da orada estetikçiyi oynuyor. Bütün senaryonun içine dağılmış bir durumdayım. Zihni Abi'lerin evine gidiyorum, onunla fıkırdaşmalarım kıkırdaşmalarım... Defne'yle aramızdaki kıskançlıklar filan çok keyifli bir dizi. Fadik'i çok seviyorum. Çok yetenekli bir kız. O da bayılıyor beraber karşılıklı oynayacağız diye. Basın toplantısının olduğu gün elimi hiç bırakmadı. O kadar saygılı ki...
MAHKUMU OYNAMAK İSTERİM
* Sizin de gençlik takıntınız var mı?
Ben sanatçı olarak estetiğime çok dikkat ediyorum. Benim yaşım bir hayli, o yüzden önce doğa ile mücadele ediyorum. Tabii benim de elektrikli sandalye; elekrikli sandalye nereden çıktı canım, tekerlekli sandalyede oynayacağım rollerim olacak diyecektim. (gülüyor) Aa öyle bir rol oynacağım demek, çok isterim. Bir idam mahkumunu oynamayı gerçekten isterim.
* Saba Tümer'in programında "Estetik ameliyatlar için kaç ev sattım" dediniz...
Evet, "Kaç ev sattık kaportaları toplamak için" dedim. Sattım evimi ama tabii ki sadece bunun için değil. Ama pay var yani... Ev parasının yarısı kaportalara yatırıldı. Ama bu işler böyle; tornaya giriyorsun baştan sona. (gülüyor) Ben 61 yaşındayım evladım. 61 yaşında bir kadın gördün mü böyle? Niye saklayım, benim eski halimi de bilen var yeni halimi de... Şimdi böyle şeyleri saklıyorlar, komik oluyorlar! Estetik yaptırdığımı hiç saklamam. Bir aktristin de yapması gereken bir şeydir bu! Ben hayata böyle bağlanıyorum, kendimi ben böyle iyi hissediyorum. Bir gün bu dikişlerin tutmadığı an da gelecek tabii... (gülüyor)
* Nasıl bir operasyon geçirdiniz?
Aslında şöyle oldu; benim tek gözüm görmüyor yavrum. İki sene önce kaybettim. O yüzden bir gün yağmurlu bir havada vitrine girdim ve burnumu çarptım. Kemik çıktı ve kemiği aldılar. O ameliyat döneminde de doktorum "Tulû Hanım yüzünüze de bir şeyler yapalım, siz bana bırakın" demişti. Yüzüme de askı yapmış. Ama göz bölgemde hiçbir şey yok. Bir dönem çok kilo vermiştim, gıdı bölümüm çok kötüydü. Aslında orayı toparlamak için böyle birşey yapıldı.
* Dudaklarda da var sanki?
Herkes "Dudağını nereye yaptırdın?" diye soruyor ama hayır! Tam 10 sene önce bir kez iğne yaptırmıştım. Ama 10 sene iğne tutar mı böyle? O zaman kocaman oldu, sonra indi söndü gitti bitti. Bu kadar şeyi söyleyen dudağını niye söylemesin.
* Boynuzlandıktan sonra hırs yaptım ameliyat oldum!
Kaç kez evlendiniz?
Ben dört kere evlendim. Biri vefat etti, bir diğer evliliğimi de 18 yaşındayken yapmıştım. Yani o ikisi sayma. Eşim vefat ettikten sonra 20 sene evlenmedim ben. Yani 30-40 sene içinde iki evlilik yapmış oluyorum. Son eşimden de evvelki sene ayrıldım ama çok iyi arkadaşız.
* Bu estetik operasyonun eşinizden ayrılmanızla bir bağlantısı var mı?
Evet! Olmaz mı tabii ki var! Hırs! Boynuzlanmanın getirdiği birşey aslında...
* Aldatıldınız mı?
Biraz aldatıldık galiba. Eee hep böyledir bu bilmiyorsun, ben de 'O öyle yapılmaz böyle yapılır' dedim. Biraz pahalıya mal oldu ama iyi oldu. (kahkahalar) Şimdi hep e-mailler geliyor 'Ne kadar güzelsiniz' diye...
YATAK DA ÇÖKTÜ...
* Talipleriniz artmış yani... Peki yeni bir ilişki var mı?
Bir yıllık bir ilişkim var, Hollanda'da yaşıyor... Ama yazma ya bunu..
* Niye ki?
Belki daha iyi birileri çıkar... (kahkahalar) Yok, şaka tabii ki... Yaz!
* Bu cümleyi başlık yapayım mı?
(Kahkahalar) Sakın! Geçen gün bir programda "Beşinci evliliğe ne gerek var, kendi kendime yetiyorum" dedim diye çok üzüldü, yemeden içmeden kesilmiş. Hastaneye kaldırıyorlardı adamı. Ben onu bıraktım filan zannetmiş. Hiç alakası bile yok. O öyle oldu diye ben de çok üzüldüm. Canlı yayında Saba Tümer, "Beşinciye artık gerek yok!" gibi bir espri yaptı ben de "Doğru, kendi kendime yetiyorum, yatak da çöktü zaten, TV'nin karşısında oturuyorum" dedim. Nasıl anlatayım milyonların önünde biri var diye... Çok iyi gidiyor. Çok mutluyum. Çok da seviyorum. Evlenmek istiyoruz aslında ama ben mesleğe güvenemiyorum.


HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.