
Yeşim Salkım? "4 AYLIKKEN KIZIMI KUCAĞIMDAN ATTIM"!..
Yeşim Salkım; Son albümünde söylediği gibi "Sen nasılsan öyleyim" demek istiyor aslında? Öyle de değil midir yaşam?..
Bu röportaj; MEDİKALTÜRK Dergisi için Ferhat ŞİRİN tarafından yapılmıştır?
Yeşim Salkım hayatı üzerine söylenmedik yazılmadık birşey kalmamıştır heralde !..
Farklı tarafımı görmeye çalıştım röpörtaj boyunca, sevgili Yeşim'in doğallığı zerafeti kibarlığı ve içtenliği ile şaşırttı beni?
Yeşim'e neden bu tarafını göstermediğini sorduğumda; hep özel hayatı ile ilgilenildiğini aşklarının ve kavgalarının üzerinde durulduğunu söyleyip, kendisi de farklı felsefi tarafının hep içinde yaşadığını anlatmak istedi bana.
-Kibir kendini beğenme, doğandan gelen bir uyuşturucumudur sizce?
"-İnsanın doğasında her türlü duygu var. Yani kibir kendini beğenmek, alçak gönüllü olma, herşey var insanın doğasında ama bunun ölçüsünü ve dengesini de bulan, insanoğludur. Kibirlenmek gerektiği yerde, çok az kibirlenmek gerekiyorsa, doğal bir dengede tutarak yapabilirsiniz.
Ama neredeyse ömrünüzün tamamını kibir içinde geçirdiyseniz veya sahip olduğunuz şeyler eğer size kibirli olmayı öğretiyorsa o tehlikeli, ama siz doğduğunuz andan itibaren bütün size bahşadilen duygularla zaten yaşayıp büyüyorsanız, bu duyguları taşımasını da öğrenmelisiniz. Kibrin çok rahatlatıcı olduğunu düşünmüyorum. Ama bu duygu olmasaydı, diğer duyguları da anlayamazdık. Abartmamak lazım duygularınızı, bazen de çok fazla tevazu göstermek iyi değildir. Her şeyin bi zorunluluğu var. Yani; fazla yemek yiyince nasıl rahatsız oluyoruz. Fazla alkol alındığında nasıl rahatsız oluyorsanız. Her şeyi yerinde ve yeteri kadar yapmak güzel bence... Sonuç olarak kibirlenmeniz gerektiği yerde, evet kibrinizi kullanabilirsiniz..."
-Hayatınızda olan bitene yüklediğiniz kişisel anlam, yeniden değerlendirmeyi gerektirir mi sizce?
"-Dün ile Bugün arasındaki farka baktığımız zaman, yarın ne olacak diye düşündüğümüz zaman o kadar çok değişecek şey var ki hayatımızda, iki sene önce yaptığınız bir şeye duyduğunuz pişmanlıkla, şu anda duyduğunuz şey çok farklıdır. Gülersiniz bazen bazı şeylere ben bunu neden böyle yaptım diye veya neden bu kadar değer verdim diye üzülebilirsiniz. Veya diyebilirsiniz ki ya ben bu kadar değerli bir şeyi neden gözden kaçırmışım, O yüzden hayatımıza anlam yüklemek çevremizi görmekle alakalı bir şey..."
-Yoğun duygular ve inançlar düşüncelerle mi yaratılmış?
"-Tabiki; duygularımızın yoğunlaşmasının, mutlaka düşünürken ne kadar derine inerseniz, ne kadar ulvi düşünmeye başlarsanız duygularınızda o kadar yoğunlaşır. Her hangi bir kişiye, olaya, veya işiniz ibadet olarak yapmanız gerekir. Sadece tanrıya ibadet edilmez bence, ibadet ne kadar saygınsa işinize baktığınız da ona da saygı duymalısınız. Zaten bence tanrı da bunu emrediyor. "Diğer dini kitapları okudunuzmu mesela hepsinin emrettiği iyi insan olun."
-İnsanoğlu depresyon zincirlerini kırmak, depresyona neden olan düşüncelerini değiştirmek için neler yapmalı?
"-Birinci kural hayatı sevmek, hayata bağlanmak, hayata bağlanmak da çevrenizi ve çevrenizdeki insanları sevmekle ilgili olan bir şey, yaşadığınız dünyayı sevmekle, kendinizi sevmekle alakalı bir şey, kendinizdeki özellikleri sevmekle alakalı bir şey... Depresyona neden girdiğimizi düşündüğümüz zaman bunu örnekleyelim; Ben depresyona girdim. Bir doğum sonrası sendromu geçirdim. 19 yaşındayken kızım 4 aylık'ken çocuğumu emziremediğimi fark ettim ve kızımı kucağımdan attım.
Ama bizim toplumumuz çok meraklı, bu merakları beni öldürecek. Merak hariç hiç bir şeyi beceremiyoruz. Bir de enteresan olan Müslüman bir toplumuz. Bırakın tanrı onu katında nereye oturtacaksa oturtur. Siz seviyorsanız sevmeye devam edin. Hem müslümanız hem kötüyüz. Çekemiyoruz nedense, oku sende oku, sende televizyon seyret kültürün artsın."
-Aslında yaşamda hepimiz kendimizi kanıksamalıyız. Hayal üstüne hayal kurmadan yalnızlığımızı kabullenmeli miyiz?
"-Benim için çok büyük bir yanılgı var toplumda benim yalnız yaşayamadığımı düşünen insanlar var. Önce yalnızlığı konuşmak lazım. Nasıl bir yalnızlık eğer Allah insanların yalnız kalmasını isteseydi. Bizlere tek cinsiyet verirdi.
Bizler kendi kişiliklerimizin içerisinde olduğumuz için, hiç bir şekilde yalnız kalmamalıyız. Kalmamalıyız ki öğrenelim, Kalmamalıyız ki çok çeşitli insanlar olsun çevremizde. Bu kişiye göre değişir. Biriyle hayatınızı paylaşırken de
yalnız kalabilirsiniz."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.