Ayşenur YAZICI

Ayşenur YAZICI

BEN DEFNE JOY FOSTER - SON SÖZÜMÜ SÖYLEMEDEN GİTMEK

Çok ani geldiğim bu yerden size sesimi duyurma imkânım yok.

Ama nasılsa "genç bir annenin" ölümünü "iki ahlaklı" yorumlayan hepiniz, önünde sonunda buraya geleceksiniz. Bekliyorum. Sizin için de üzülüyorum...

Bilmem, yaradanınızla gönül pencerenizden hesaplaştığınız bir Cuma günü, size Hz. İsa'nın bir hikâyesini hatırlatmam, içinizi kıyar mı?

Bir kadının günah işleyip, işlemediği bile belli değilken recim etmeye karar verirler.

Çaresiz kadın yarı beline kadar toprağa gömülmüş yalvarıyor. Kalabalık taşlamaya başlayacakken Hz. İsa geliyor

-"Günahkâr bu kadın! Taşlayarak öldürüp, cezasını vereceğiz." diyorlar.

Hz. İsa, bunun doğru olmadığını anlatmaya çalışıyor ama kan bürümüş bir kere gözlerini

- Peki o zaman "ilk taşı, hiç günahı olmayan atsın! Diyor?

Öfkesi vicdanının önünde köpüren kalabalıktakiler, ellerindeki taşları usulca yere bırakıp, uzaklaşıyorlar.

Şimdi sizin de "ellerinizdeki taşları yere bırakarak" kendi hayatınıza dönmenizi bekliyorum.

Eşim adına konuşmayı bırakmanızı, eşim olmadığınızı hatırlatarak; kendi hayatınızdaki çarpık, günahkâr ve "mış" gibi yaptığınız davranışları bir kereliğine de olsa terk ederek?

Sizin başınıza geldiğinde "hayatın şakası", başkalarının başına gelince "vurun kahpeye" başlığını attığınız insafsız yaşamlarınızı, oturup bir kez daha temize çekmenizi dileyerek!

Bu ülke topraklarında "edep" sözcüğünü un ufak eden, süflî hayatlarını görmezden gelip "star" yaptıklarınızı, videolarını izleyip vay be dediklerinizi baş tacı ve hanımefendi basamağına yücelterek, bağrınıza hoşgörüyle bastıklarınızı hatırlatarak?

"Kusurları örtmede toprak gibi ol" öğüdünü, sadece kendi kusurlarınızı kapatmak için kullanıyorsunuz, bu adil mi?

Uyutulmuş bir kadının tecavüz videosu için de aylarca konuştunuz.

Evli futbolcuyla aşk yaşadı diye starınızı yerden yere vururken sizin de gözünüz kafanıza uygun bir kadını kandırmakta değil miydi?

Çocuğunuz yaşında manken kızı meşhur edeceğim diye davetten davete koşup "biz arkadaşız" diyerek kısmetini açmadınız mı?

Şimdilerde çoluk çocuğa karışmış, yıldız yaptığınız yüzlerce insanın ayıp kasetlerini seyredip, küçük akıllarınızda önyargılar kurup kınayıp, sonra yüz yüze geldiğinizde "ailecek severek izliyoruz" demediniz mi?

İki ahlaklı vicdanlarınızı alıp gidin!

Şeytanın bile elini çektiği bir merhumenin ardından, sizi hiç de ilgilendirmeyen yorumlarınız sussun artık.

Ses verebilme imkânım olsaydı söz sözümü söyleyebilirdim.

Eşime, arkamdan detaylar anlatan genç çocuğa, evladıma, arkamdan yazan çizen ülke gündeminde başka önemli iş kalmadığını düşünen köşe yazarlarına, sevenlerime ve arkadaşlarıma?

İnsana yakışır olan "edep" tarafından bakınca da "ayıp ve kusur araştırmayın gıybet yapmayın" der inancımız. Sizler kimsiniz?

Ben çoktan ebediyete uçtum. Hesabım artık kul ile yanlışı da doğruyu da gören Allah'ın arasında olacaktır

Yarın öbür gün bu da unutulup gidecek.

Yeni bir konu atacaklar önünüze, hepiniz "bilge kişi" kesilip döktüreceksiniz yine eteklerinizdeki taşları?

Ama internet denilen bu gayya kuyusuna, eline bile dokunmadığınız, tanımadığınız oğlum Can için hak etmediği, yıllar sonra içinin kinle dolacağı hatıralar bırakıyorsunuz.

Tıpkı şimdi çocuk çoluğu olan, ama geçmişte anne değilken yaptığı hatalar yüzünden yerden yere vurduğunuz ve geleceklerine zorunlu pişmanlıklar bıraktığınız diğer starlarınız gibi?

Oysa hepimizin ders alma, pişman olma lüksümüz var.

Yapmayın

Bahtsızdım ama ben sizi affediyorum.

Konuşmak için yeterli bir zekâsı veya susmak için yeterli bir aklı olmayanlar bahtsız kimselerdir.

Bahtsızlardan olmayın.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.