Emre Karayel... 'ÖZEL TİYATROLARIN VERGİ BORCU SİLİNMELİ!'
Sevilen oyuncu Emre Karayel SÖZCÜ HaftaSonu’na konuştu. Karayel salgın sürecinde özel tiyatroların büyük yara aldığını söyledi. Kültür Bakanlığı’nın soruna bir an önce çare bulması gerektiğini belirtti. “Yoksa kapanacaklar” dedi...
Tiyatro sahnesi ve ekranların sevilen ismi oyuncu Emre Karayel şu sıralar FOX'taki Son Yaz dizisinde avukat Fatih karakterine hayat veriyor.
Hırslı, kirli bir avukatı oynayan Karayel gerçek hayatta hukukçu olsa insan hakları için mücadele edeceğini söylerken, kadın şiddeti için “Öldürülen tüm kadınlara karşı mahcubiyet yaşıyorum.
Biz erkekler bunu yaşamak zorundayız, bu bizim ayıbımız” yorumunu yaptı.
Adanalı çiftçi bir ailenin çocuğu olarak yetişen Emre Karayel şehirden köye dönüşlerle ilgili de dikkat çekici açıklamalar yaptı.
MEVSİMLER DE DEĞİŞTİ
– Liseye kadar Adana'da çiftçi olan ailenizle toprakla iç içe büyüdünüz.
Herkes pandemi süreciyle toprağa dönüşten bahsederken “o yıllar ne kadar kıymetliymiş” diyor musunuz?
Evet, ben bir çiftçi çocuğuyum; bu pandemi sürecinde de herkes tekrar toprağa dönmeyi, çiftlik evleri, köy evleri ve şehir hayatından uzakta yaşamayı tercih etmeye başladı.
Sorunu bunun çözeceğini zannediyorsak yanılıyoruz.
Çünkü bu pandemiyi yaratan doğa değil biz, insanoğluyuz.
Geçen gün bir yerde okudum; bu pandemi sürecinde denize atılan maske iki yüz milyar tonu geçmiş durumda.
Bir o kadar plastik eldiven atılmış durumda. Denizlerde, okyanuslarda çöp adaları oluşuyor.
Habitatı bitirdik, doğanın dengesini çok ciddi şekilde tehdit ediyoruz.
Bunu sadece kendi çıkarlarımız için yapıyoruz.
Eğer bu bakış açımızı bu mantalitemizi değiştirmezsek daha çok pandemilerle karşılaşacağımıza inanıyorum.
Bakın, görüyorsunuz mevsimler değişti, yağmur yağması gerektiği zamanda yağmıyor, kar yağması gerektiği zamanda yağmıyor.
Dolayısıyla bunun çözümü şehirlerden kaçmak değil, yaşadığımız her ortamı dünyanın doğasına uygun hale getirerek ve ona sahip çıkarak bu pandemileri engelleyebiliriz.
Açıkçası geleceğe bu konuda umutla bakamıyorum çünkü hala başka alanlara yatırım yapıyoruz, savunma sanayii olsun ya da sanayi olsun. Bunu artık anlamamız lazım.
İYİCE DİBE VURDULAR
– Pandemiden tiyatrolar da çok etkilendi. Özellikle oyuncuların emekleriyle ayakta kalmaya çalışan özel tiyatrolar…
Birçok sektör gibi tiyatro sektörü de bu pandemi sürecinden çok ağır yara aldı ve kötü etkilendiler.
Özellikle özel tiyatrolar çok ciddi yaralar aldı… Bir takım yardımlar yapılmaya çalışıldı ama çok yetersiz.
Çünkü özel tiyatrolar bir ticarethane değildir sanat kurumlarıdır, sosyal hayatta halkın gelişimini eğitimine hizmet eden kurumlardır.
Bu kurumları ticarethane olarak gördüğümüz müddetçe bu pandemideki yaraları sarmamız mümkün olmaz.
Bence özel tiyatrolar için vergi düzenlemesi yapılması gerekiyor.
Çünkü çok zor şartlarda tiyatro yapılıyor, özellikle salonu olan tiyatrolar pandemiye kadar zaten çok zor ayakta kalıyordu, pandemiden sonra iyice dibe vurdular.
Seyirci olarak bizler desteğimizi gösterebiliriz, oyunlar online olarak yayınlanıyor, onları izleyebiliriz ama bu yetmez.
Mutlaka Kültür Bakanlığı'nın bu konuya el atması lazım.
İlk etapta vergi borçlarının silinmesi lazım, eğer tiyatromuz yaşasın istiyorsak.
Bütün tiyatroların içinde olduğu sayıştay yapılabilir, bir birliktelik, bir toplantı yapılıp bütün sorunları ortaya koyup bunların çözümüyle ilgili çalışmaların bir an önce başlaması gerekiyor.
Yoksa birçok sektörde birçok yerin kapandığı gibi özel tiyatrolar da kapanacaklar.
– Son Yaz dizisinde avukat Fatih karakteri ile hırslı bir adama hayat veriyorsunuz.
Gittikçe de kirlenen bir avukat görülüyor. Siz nasıl tanımlarsınız Fatih'i?
Aslında cevabı sorunun içinde; daha çok kazanmak, daha çok kazanmak içinde birçok şeyi göze alabilen bir avukat Fatih.
Dolayısıyla avukatlığı seçmiş, parayı seçmiş ve bunda da başarılı olmuş.
Fakat bu yol içerisinde de kirlenmiş bir takım paraları hiç etmiş.
Bundan dolayı da ben şimdi söylemeyeyim, buradan dizinin içindeki durumları ama belli yerlere gebe kalmış durumda, o yüzden de Fatih için biraz kötü tarafta diyebiliriz.
Fatih'i nasıl tanımlarım; hedeflediği yolda ilerleyebilen, bu yolda amacına ulaşmak için her yolu mubah gören, ustaca yalan söyleyebilen, biraz içten pazarlıkçı da diyebiliriz ama bizim görebildiğimiz tek güzel şey aslında Canan'a olan aşkı.
O da hedeflerinden bir tanesi, dolayısıyla buna ulaşmak için de her yolu deneyebilecek kadar tutkulu takıntılı bir aşk Fatih için. (Gülüyor)
DOZUNDA HIRSLI BİRİYİM
– Fatih'in dizinin seyrini değiştirecek hamleleri olacak mı?
Fatih dizide savcının yani Selim karakterinin karşısında olan kişi ve dolayısıyla bir çatışma mutlaka ki olacaktır.
Hem Canan'la olan ilişkisinde Selim'le kapışacak, hem de diğer savcının peşinde olduğu çözmeye çalıştığı davada da Fatih'le sık sık karşı karşıya geleceklerdir.
Dolayısıyla dizinin seyrinde keyifli bir mücadele izleyeceğinizi düşünüyorum.
– Hırsın fazlası zarar mı? Hırslı mısınızdır?
Hırsın fazlası zarar bence, her şeyin fazlası zarar; bizler duyguları, istekleri ve arzuları yargılayamayız.
Koyulan hedefleri dediğim gibi yargılayamayız. Bu hedeflere ulaşma yolunda yapılan eylemleri yargılayabiliriz.
Dolayısıyla da hırslı olmak, inandığın yolda mücadele etmek doğru ama seçtiğin yollar yanlışsa bu tabii ki kötü bir durumdur, çevresindekilere zarar veren bir hırssa bu tabii ki zararlıdır.
Ben dozunda hırslıyım diyebilirim. Ama çevremdeki herkese de özen gösteririm.
Kadına şiddeti aklım ve vicdanım kabul etmiyor
– Özgecan'ın fotoğrafıyla paylaşım yaptınız. Kadın mücadelesine her zaman destek olan bir isimsiniz. Bu alanda ne yapılmalı?
Sadece Özgecan değil, bugüne kadar şiddet görmüş, öldürülen tüm kadınlara karşı bu mahcubiyeti yaşıyorum.
Biz erkekler bunu yaşamak zorundayız, bu bizim ayıbımız.
Aklımın hiç almadığı, vicdanımın kabul edemediği bir davranış bu, bir erkeğin kadınına şiddet göstermesi, onu dövmesi ve hatta öldürmesi.
Bunun son bulması için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Kafadaki algıyı değiştirmenin tek yolu eğitimdir.
İnsan hakları için mücadele verirdim
– Emre Karayel gerçek hayatta hukukçu olsa hangi alanda çalışırdı ya da neleri değiştirmek isterdi?
Ben İktisat Fakültesi'nde okurken hukuk dersleri aldım ve dürüstçe söylemem gerekirse çok başarılı bir öğrenci değildim hukukta.
Çok sevdiğim bir alan değil. Herkesin bir meslek için var olduğuna inananlardan birisiyim.
Çok sevdiğim avukat arkadaşlarım var, bu dizi süresince onlardan da destek alıyorum.
Onlar, en baştan hukukçu olmaya karar vermiş insanlar.
Fakat eğer bir hukukçu olsaydım insan hakları için mücadele verirdim.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.