H.FEHMİ KETENCİ

H.FEHMİ KETENCİ

"HARİKA ÇOCUKLAR"DAN CANLI PERFORMANS DERSİ!...

Bir süredir televizyon ekranlarını işgal eden, sınırsız abartıyla ekranlara yansıtılan ve adına haber denen bazı konular yüzünden ağız tadıyla televizyon izleyemez olduk?

Buna bir de; izleyenin duygusallığını sonuna kadar sömürmeye olabildiğince özen gösteren bazı dizileri de katarsak, televizyon ekranlarında abartının ve yoğun duygu sömürüsünün cirit attığı görüntüleri yansıtan ibretlik bir fotoğrafı rahatlıkla görebiliriz..

Bir dönem başımıza çöreklenen ve nereden ne zaman ve nasıl geldikleri belli olmayan bazı büyük gazeteciler ve köşelerinde kendilerine göre "olay" yaratan yazılarının gündemi ve reytingleri tavan yaptırdığı yetmiyormuş gibi şimdi de ekranlarda da aynı fotoğrafın yerini aldığı gerçeği, televizyon izleyicileri için bir başka karabasan!...

"Ben yazdım oldu", eline ekranı-mikrofonu geçirenin "ben dedim oldu", veya "uysa da uymasa da oldu" diyenlerin cirit attığı bir ortamda yılların televizyon eleştirmeni olarak adına televizyon eleştirisi diyebileceğim bir şeyler yazmak hiç içimden gelmiyor..

Neyi yazalım; uzatıla uzatıla içerik özeliliğini kaybeden, haftalarca ucu açık, sonu gelmez konuları günübirlik senaryolarla bölümler içine yerleştirenlerin, dizi tutkunlarını "salya, sümük" ağlatanların, Yazlık kışlık tasnıfi yapar gibi "Sezon Finali" veya "Büyük Final" dedikleri bir bölümle sonlandırabilme becerisini gösterenlerin düştükleri durumlarını mı?.Uzun süredir bu dizilerle duygu bağı kurup sosyal yaşamının parçası haline getiren televizyon izleyicilerinin bu son durumdan yaşadığı hayal kırıklığını mı, duygu sömürüsünde tavan yapan bazı dizilerin sezonu kaparken sergiledikleri, içi boş "Sezon Finali" veya "Büyük Final" saçmalığını mı!..

Tabii ki bunları yazmayacağız artık? Televizyon izleyicisini düşünen kim?Bu ülkede, sırf "reyting" uğruna televizyon yayınlarının ne hallere geldiğini artık sağır sultanlar bile duydu..

Hele hele; "reyting" olayının nerelere geldiğini, "reyting"e güvenirliğin yerlerde olduğunu, televizyon izleyicisinin yanı sıra reklam verenin de "reyting"e inanmadığını şimdilik yazmayacağız tabi.. Ama; gelecek haftalarda "reyting"in ilginç serüvenini ve şu sıralardaki durumunu, "reyting"i kendi çıkarları uğruna kullanmaya kalkanların neler yaptığını, burada, bu satırlarda anlatmaya çalışacağız? Son yaşananlara bakılınca "Reyting'in Öyküsü" ilginç bir araştırma yazısı olacak?

xxxxxxxxxxx

OH BE!... NİHAYET BİTTİLER!...

Tüm bunların yansıdığı, bir de üstüne üstlük yaz sezonu nedeniyle "yaz ekranı"nın ağırlığını hissettirmeye başladığı şu dönemlerde hala yazacak bazı şeyler bulmak bile bizim için büyük şans..

Aylardır ekran başında, en çok izlenen dizilerden; -gereğinden çok uzatılmış olmasına karşın- mutlu sonla "Final" yapıp biten "Binbir Gece", "Asi", "Sonbahar" gibileri, Son zamanlarda abartılı bölüm içerikleri ile amacından uzaklaşmış olmalarına rağmen "Sezon Finali" yaparak ara veren, "Aşk-ı Memnu" ve "Yaprak Dökümü" gibi beğeni ile izlenen bu diziler, televizyon yayınlarının izlenme oranlarında etkili oldular? Ama bana göre giderek kabak tadı vermeye başlayan bazı diziler şimdilik tatile çıktıkları için iyi oldu diyebilirim. Oh beee?. Nihayet bittiler?

xxxxxxxxxxxx

METİN AKPINAR'I "PAPATYAM"DA İZLEME KEYFİNE DOYUM OLMUYOR!...

Her şeye rağmen hala izlemeye değerler programlar da var. Ekranların yüz akı olan ve izlenmeye değer bazı dizi ve programları göz ardı ederek bu program ve dizilere emek verenlere haksızlık etmeyelim..

Star TV'de Salı akşamları ekrana gelen ve Nilgün Kasapbaşoğlu ile Metin Akpınar'ın başrolünü paylaştığı "Papatyam" adlı dizi başladığından beri izleyicinin beğeni oranını yükselten, çok eğlenceli, ekran başındakilerin ailece keyf alarak izlediği bir komedi dizisi?

Nilgün Kasapbaşoğlu ve Metin Akpınar'ın yanı sıra dizide yere alan tüm oyuncuların çok başarılı olduklarını da göz önüne getirirsek ekranda ailece izlenen bir dizi olarak ilgi çekiyor?Tabii o da bu sıralar "sezon finali" veya "Final" yaparak ekranlardan çekip giderek dizi keyfimize turp sıkmazsa...

Tabi bu arada, bazı dizi ve programların konu sıkıntısı yüzünden saçma sapan konuları, zorlayarak doldurulmuş bölüm içerikleri nedeniyle sona ermiş olmaları iyi olmadı da değil? Ancak; emek verilmiş her işin bir değerinin olduğu, orada çalışanların yaşam standartlarına katkı sağlayabilmek için orada çalışmak zorunda olduklarını göz ardı etmeyip birden bire, hiçbir neden göstermeksizin yayından kaldırılmasından duyduğumuz üzüntüyü de hiç bir zaman unutmayalım.. Bu işin bir orta noktasını bulamayarak; gerek bölüm maliyeti ve gerekse abartarak uzatılmış bölümlerin ortaya çıkardığı bitmek tükenmek bilmeyen bölüm sayıları ile ekranlarda tekel oluşturan, işin suyunu çıkaran bazı yapım şirketlerinin doyumsuzluklarından vazgeçmeleri ve "dizi enflasyonu" yaratarak işsizliğe neden olabilecekleri gerçeğini göz ardı etmemeleri ise en büyük dileğimiz..

xxxxxxxxxxx

BU "HARİKA ÇOCUKLAR"A ŞAPKA ÇIKARILIR!...

Yine bu dönemin en çok öne çıkan ve de bana göre son yıllarda televizyon ekranlarına yansıyan en güzel, en başarılı ve izlenme keyfi veren bir programdan söz edelim?

Bir süreden beri, her hafta cumartesi akşamları ekrana gelen ve sunuculuğunu yılların sanatçısı, müzisyeni ve sunucusu sevgili Erol Evgin'le, başarılı sunucu ve dizi oyuncusu Pınar Altuğ'un üstlendiği "Bir Şarkısın Sen" adlı müzik, eğlence ve sarkı yarışması programı televizyon izleyicisinin son haftalarda en çok beğendiği program olarak dikkati çekiyor..

Sunuculuğunu, yılların usta sanatçısı, sesiyle müziğe büyük yorum katan Erol Evgin ve ekranların vazgeçilmez sunucusu Pınar Altuğ'un üstlendiği "BİR ŞARKISIN SEN" adlı programda Son 50 yılın en sevilen Türkçe parçaları, tüm Türkiye genelinde yapılan elemeler sonucu seçilen, büyükleri kıskançlığından çatlatacak kadar, olağanüstü canlı performans sergileyerek, salondakileri ve ekran başında izleyen milyonlara müzik ziyafeti çeken 20 mucize sesli çocuk tarafından seslendiriliyor. Ünlü Müzisyen Metin Özülkü'nün yönetiminde 30 kişilik dev bir orkestra çocuk yıldızlara eşlik ederken, her hafta dört ünlü konuk, sohbetleri ve şarkılarıyla unutulmaz gala gecelerine damgasını vuruyor.

Bu muhteşem çocuk sanatçılar, usul ve şan dersleri aldıkları hocaları tarafından cumartesileri canlı performans halinde ekrana gelen gala gecesinde şarkılarını söylemek üzere özenle hazırlanırken, Kulak Burun Boğaz uzmanı, Operatör Doktor Melih Ömür, bu harika çocukların sesleriyle ilgili her türlü olası sorunu önceden belirlemek adına rutin kontrollerini üstlenmiş; Uzman Psikolog Alanur Özalp ise minik yıldızlarımıza psikolojik gelişim koçluğu desteği veriyor?.

Bir süredir hiç kaçırmadan hayranlıkla izlediğim "Bir Şatkısın Sen" adlı (ben kısaca yarışma programı diyorum) bu programın; hazırlanışı, sahnelenmesi, koreografileri, Erol Evgin ve Pınar Altuğ'un muhteşem sunumu, Erol Evgin'in bilgilendirici katkıları, sunucuların "harika çocuklar"a yaklaşımları ve en alışılmamış olan ise; her hafta konuk olarak katılan sanatçıların bu harika çocukları yüreklendirici, gönüllerini okşayıcı pozitif enerjileri ile soluk soluğa izlenecek bir program olduğunu söylemeliyim. Bu programı hala izlemedim diyenler için bu cumartesi gecesi yayınlanacak olan bölüm son şans.. Aman kaçırmayın!..

Son şans dedik, çünkü; bu program da diğerleri gibi modaya uydu ve damaklarımızda bir tutam doyumsuz tad bırakarak "Sezon Finali" yapıyor..

BU "HARİKA ÇOCUKLAR"I TANIYALIM;

Aleyna Baktagör: 11 yaşında ve yarışmaya Ankara'dan katılmış? Türk Halk Müziği parçalarını bir çok profesyonele taş çıkartacak kadar muhteşem yorumluyor bu kızımız. Duygulu sesi ve mikrofon-sahne hakimiyeti, sevimliliği, yorumu ile olağanüstü canlı performansıyla beni büyüledi.. Bu büyümüş te küçülmüş dev sanatçı kızımız benim bu yarışmada en çok beğendiğim seslerden birincisi.. Bir çok türküde olduğu gibi "Hastane Önünde İncir Ağacı", ve "Değmen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme" adlı türküleri onun sesi ve yorumunda dinlediğim zaman gözlerim yaşardı.. İzlemeye doyamayacağınız bir küçük dev sanatçı?

Aleyna Büyükçınar: 10 yaşında ve İstanbuldan katılmış? Yine benim hayran olduğum, büyülendiğim; Türk Sanat Müziği'nde gösterdiği muhteşem performansı ile izleyenleri büyüleyen, büyümüş de küçülmüş bir küçük dev sanatçı daha... Onun sesinden Türk Müziği dinlemek büyük keyf?Müzik altyapısı olağanüstü olan bu harika kızımız zaten beste çalışması da yapıyormuş!...

Aycan Çelik: 10 yaşında yarışmaya İstanbul'dan katılmış? Bu kadar soğukkanlı, yorumladığı sarkıyla, makamla korkusuzca oynayan, doyumsuz yorumu, sahne, mkrofon ve orkestre uyumu ile izleyenlerini mest ediyor?Bir, "Dönülmez akşamın Ufkundayım", bir; "Eller Kadir Kiymet Bilmiyor Annem" okudu ki, bu zor parçalarla yorumuyla alay etti adeta.. Bu, okunması yürek isteyen zor şarkılardan sonra "biz" yaptı hiç değişmedi. Bıraksanız şarkıları tüm gece aynı performansla, aynı güzellikte söylemeye devam eder.. "Pes" seslerle "tız" sesler arasındaki yükselişi bu kadar güzel yorumlayan ve yüksen sesleri adeta oynar gibi çıkan bu harika kızımızı mutlaka izleyin..

Berna Karagözoğlu: 10 yaşında, Kastamonu'dan katılmış yarışmaya? Büyümüş de küçülmüş bu "harika kızın" yarışmadaki adı "Fındık kurdu".. Bu ad tam ona göre. Sahnede devleşen, oynayarak şarkılarını yorumlayan, kantodaki şahane canlı performansıyla izleyenlere parmak ısırtan bu harika kızı mutlaka izleyin.. İnsanın sahneye çıkıp bu "fındık kurdu"nu her tarafını ısırası(!) geliyor?

Şebnem Keskin: 13 yaşında, yarışmaya Mersin'den katılmış? Türk ve yapancı pop müzik parçalarında gösterdiği olağanüstü canlı performansı ile geleceğin "Zerrin Özer"i olarak gösteriliyor.. güçlü sesi ve muhteşem yorumu, sahne hakimiyeti ve orkestra uyumu ile sahnelerde cirit atan ve profesyonelim diyen bir çoğunu hasetlerinden(!) çatlatmıştır!

Görkem Aydanarığ: 15 yaşında, yarışmaya Antalya'dan katılmış? Neredeyse profesyonelliğe çok yaklaşmış kusursuz yorumu, sahne hakimiyeti ve Türk Sanat Müziği'ndeki duygu dolu yorumu ile olağanüstü canlı performans sergileyen harika kızlarımızdan biri.. Onun yorumundan Türk Müziği parçalarını dinlemek büyük keyf?

Bunlar "Bir Şarkısın Sen" Yarışmasında sırasıyla benim çok ama çok beğendiğim büyümüş de küçülmüş çocuk sanatçılarımız.. Ayrıca şunu söylemeliyim ki; yarışmada yer alan 21 harika çocuğun gerek sahne performansları gerekse yetenekleri açısından birbirlerinden hiç farkı yok.

16 yaşında İstanbul'dan katılan Baran Etik, 13 yaşında, Balıkesir'den katılan Berkan Taşkın, 12 yaşında, Ankara'dan katılan Büşra Baktagör, 15 Yaşında, İstanbul'dan katılan Cenk Bal, 12 yaşında, Gaziantepli bir çoban kızı Ceylan Akkulu, 11 Yaşında, İstanbul'dan katılan Helin İyik, 12 yaşında, Kocaeli'den katılan İrem gülsever, 16 Yaşında, İstanbul'dan katılan İrem Yücesan, 12 yaşında, İstanbul'dan katılan Latife Feyza Erbil, şarkılarıyla, yorumu ve davranışları ile tam bir İbrahim Tatlıses hayranı olduğunu belli eden, 12 yaşında, İstanbul'dan katılan Mehmet Daş, 12 yaşında, Ankara'dan katılan Meltem Şat, sazıyla sözüyle gönüllerde taht kuran, 15 yaşında, Van'dan katılan Miraç Çağla,

15 yaşında, Şanlı urfa'dan katılan, ilginç yorumu ve uzun havaları ile ilgi çeken Muhammet Şahin, 13 Yaşında, Elazığ'dan katılan Murat Turan ve 14 yaşında, Sivas'tan katılan Ozan Cihangir; izleyenleri büyüleyen,canlı, hatasız sahne performansları ve yorum olarak ayrı özellikleri olan harika çocuklar..

Öncelikle bu "harika çocuklar"ı, tüm hayranlığımla gönülden kutlayarak çok büyük işler yaptıklarını söylemek isterim.. Tabii ki; onları yetiştiren eğiten ve sahneye hazırlayanları göz ardı etmeden..Kısacası; bu programa emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler..

Benzeri RAI UNO'da yayınlanan ve en az o program kadar başarılı olan böyle bir programın yapımcılığını üstlenen Sinerji Yapım'a, bu programı hafta sonu cumartesi gecesine yerleştiren ve her kesin izlemesine olanak sağlayan ATV Televizyonu'na, çocukların canlı performansı sırasında onları ürkütmeden, onları zora sokmadan, uyum konusunda özen gösteren orkestraya ve yönetmeni Metin Özülkü'ye, programı olağanüstü sunan, çocukları sevecen yaklaşımlarıyla cesaretlendiren sevgili Erol Evgin-Pınar Altuğ ikilisine ve sahne arkasında bu "harika çocuklar"ı hazırlayan tüm hocalarına sonsuz teşekkürler..

Fazla söze ne gerek? Son programa konuk jüri olarak katılan ünlü müzisyen Ali kocatepe'nin bir sözü bu harika çocukların yaptıklarının büyüklüğünü anlatmak için yeterli? Ali Kocatepe; "Bu çocukların yaptıklarının ve geldikleri noktanın okullarda ders olarak okutulması gerek"?

Evet çok haklı sevgili Ali Kocatepe? Bu çocukların yaptıkları, canlı sahne performansları, yorumları, sahne hakimiyetleri ve müziğe katkıları, çocuksu bedenlerindeki olağanüstü duygu selini izleyenlerle, müzikseverlerle nasıl paylaştıkları mutlaka okullarda ders olarak okutulması gerek..

Ders olarak okutulmalı ki; sahnelere nereden, nasıl geldiği belli olmayan, birkaç şarkı ezberleyerek kendini sanatçı sananların, müziği katledenler bu çocukların tırnağı bile olmadıklarını görebilmeliler..

Bu son sözüm ise; bir çok kez programda dile getirildi ama ben bir kez daha burada, üzerine basa basa dile getirmek isterim.. Bu çocuklar paha biçilmez değerdeler ve bu çocuklar mutlaka ve mutlaka eğitimlerini tamamlamaları için koruma altına alınmalıdırlar.. Müzik simsarlarının eline teslim edilmemeliler.. Eminim aileleri onların heba olmasına izin vermeyecektir ama, ATV Televizyonu bu konuda ailelerine mutlaka destek olmalı, başladığı işi takip ederek bu harika çocuklar için gerekeni yapmalıdır?

Yapacaklarına da inanıyorum..

Cumartesi gecesi sezon finali bölümünü kaçırmayın, mutlaka izleyin..?

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.